Reklam
Halil Çini

Halil Çini

h.cini@mynet.com

KOBANİ, HALEP,TELEBİYAT ve ŞAM!

24 Şubat 2015 - 09:27


      Beldeler ilçe, ilçeler il’e dönüşüp daha da gelişip serpilirlerken ne yazık ki bizim Şanlıurfa’da durum bunun tam tersi olarak seyrine devam ediyor.



 



      Yani, anlayacağınız ilimiz ilçeye, ilçelerimiz beldelere, beldelerimizde ne yazı ki mahalle ve köylere dönüşmekte.



 



       Şimdi sizlere soruyorum;



 



        Allah aşkına Yıldız meydanından, haşimiye’den, akarbaşı ve balıklı göl’den ne kadar zevk almaktasınız?



 



        Bahçelievleri ne kadar seviyorsunuz?



 



        Bağlarbaşı, Süleymaniye, Sırrın’a ne demeli!



 



        Dün uzun zamandır görmediğim bir dostu sağ olsun ziyaretime geldi. Nefes nefeseydi. Soluklanmadan bana, ‘Halil kardeş. Allah aşkına bu kentin hali nedir?’ dedi. ‘Hayırdır inşallah’ dememe fırsat vermeden sözlerine devam etmeye başladı.



 



       ‘Yahu kardeşim, her yer köstebek yuvası gibi! Bu da yetmezmiş gibi hele o Haşimiyenin haline ne demeli? Her taraf Suriye’den gelen mültecilerle adeta işgal edilmiş durumda. Başka il yokmuş gibi maşallah Suriye’den, Irak’tan kaçıp gelenler burada. Kürdü burada! Arabı burada! Türkmeni burada! Yezidisi burada! O burada! Bu burada! Bana kimse kızmasın ama Urfa Urfalılıktan ne yazık ki çıkmış. Ne gezilebilecek bir tarafımız kalmış, ne de oturup vakit geçirebileceğimiz bir yer!’



 



        Bana Urfa ile ilgili olarak serzenişte bulunan dostuma sadece gülmek ile yetindim. Kızmamasını, fazla sinirin kendi sağlığına zarar verebileceğini hatırlattım. Sabırlı davranması gerektiğinin altını çizdim. ‘Dua edelim ve bize gelen tüm insanlar inşallah tez zamanda evlerine dönsünler’ diyerek sözümü tamamladım.



 



      Evet, Urfa’nın hangi sokağına, hangi mahallesine, hangi tarafına gidersek gidelim bu kentte yaşayan insanlar olarak azınlıktaymış gibi kendimizi ne yazık ki görmeye başladık. Bu dostumun bana söylediklerinde fazlası ile haklılık payı vardı. İstanbul’dan, turizm kentidir denilerek Antalya’dan, İzmir’den, Ankara’dan ve hatta 140 kilometre mesafedeki komşumuz Antep’ten bile bu zavallı insanları bize göndermediler mi?



 



        Sözün özü itibari ile;



 



        Urfa’ya genel olarak baktığımızda, Süleymaniye mahallesi bizlere KOBANİ’yi, Haşimiye meydanı bizlere HALEP’i, Eyyübiye semti yine bizlere TELEBİYAT’ı ve Esentepe’ye baktığımızda da bizlere ŞAM’ı hatırlatmakta. 



 



       Yeniden buluşmak umudu ile…


Bu yazı 524 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum